” Ön yargı genel ve özel kullanınımlarında bir taraf tutma biçimidir. Bir ideolojik fikri veya bakış açısını koşulsuz desteklemek anlamında kullanılır. Ön yargı, halk arasında genellikle bir kişinin kararlarının ağırlıklı bir şekilde tek taraflı olarak ortaya çıkmasında kullanılmaktadır. Gene halk arasında ön yargı, bir kişinin kararlarının nesnel olmayıp öznel olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır.” Tanım işte tam da bu. Bu tanımı kapsayan hal ve hareketler içinde oldukça fazla debelenebiliyoruz. Sosyal, siyasi, ekonomik vb alanlarda çok önyargıya sahip bir insanım bile diyebilirdim.
Yaşadığımız ülkede gündem o kadar hızlı değişiyor ki belki de bunun faydalı olan bir kısmı var ise bu da önyargılarımızın bir yerden sonra değersiz olduğunu anlayışımız oluyor. En büyük önyargımı kırmam AKP seçmenini anlamam olmuştu. Bu yazımda ise yine önyargılı tutum sergilediğim bir şahsı konu edileceğim. Aslında bir vaka çalışması olacak bu şahıs üzerinde öne süreceğim fikirler toplumda birçok tanıdık yüzü de söyleyebilecek sözler.
68li yılların “Dalyan” delikanlısı. Deniz Gezmiş’in kankisi. Doğu Perinçek, Cengiz Çandar falan hep birlikte “Tam bağımsız Türkiye” için Samsun’dan Ankara’ya yürüyorlar. Aydınlıkçı ekibin önde gelenlerinden. Hapis, yurtdışı hayatı derken nur topu gibi bir 12 Eylül mağduru. Uzunca bir süre Cumhuriyet köşe yazarlığı yapıp. Taraf Gazetesi genel yayın yönetmenliği yapıp. Radikal gazetesinde yazmaya devam etmekte. Az buçuk bilenler mevzu bahis kişiyi taniyacaktirlar. Oral Çalışlar…
4 Nisan’da yazmış olduğu yazıya hitaben diyebilirim ki Evet Çalışlar Türkiye değişiyor, Türkiye karanlığa sürükleyerek değişiyor. Değişmesini istediğin biz, muhalefet, CHP, laik kesim, AKP’nin karşısında duran sol/sosyal demokrat kesim senin kadar değişemez.
Hayatın boyunca liderlik gibi bir derdin olmamış yaşamından anlaşılan. Ee malum yaşında ilerlemiş, nedir bu yaştaki iktidar için kalem çırpman ?
Ekonomik, itibar vb ihtiyaçlarını yaşanmışliklarin itibariyle tatmin ettiğini düşünüyorum. Durum böyleyken nedir iktidar mürekkebinin sırrı ?
Değişmesini istediğin kesim; AKP seçmen çoğunluğuna göre eğitim seviyesi daha yüksek, ekonomiye katkısı daha fazla, sosyal imkanlardan daha fazla faydalanan bir kitleyken değişmesi gereken nedir ?
Ayak uydurmasini istediğin parti; yargı mercileriyle laiklik karşıtlarınin odak noktası, yolsuzluklari dağ edip arkasına saklanmış, her fırsatta karşıt görüşü bastıran, özgürlükleri yasaklayici bir zihniyet… uzar gider bu liste. Sormazlar mı Çalışlar çevre karanlık diye yaktiğımız mumu da mı söndürelim ?
Bir hocamızın dediği gibi toplumların geriye gitme hakkı yoktur. Bu ülkede değil %50, %99’da aklın, bilimin yolundan ayrilacakta olsa o geri kalan %1 senin gibi çoğunluğu takip etmeyecek. Doğru olanı konuşmaya devam edecektir, etmelidir.
Torunun yaşındaki ben, sana güzel bir tavsiyem var. Yıllarca birseyler peşinde koşup durdun artık o kalemi siyasetten uzaklaştır geri kalan ömrünü inan daha kaliteli en azından daha mutlu yaşayacağından eminim.
Gelelim yazının başına sana karşı çokça önyargıya sahip bir insanım olduğumu düşünüyorum fakat bu yazı cidden çok içten ve samimi belki görürsün okursun.
Bu yazıyı, yazıyı okuduğum akşam yazıp paylaşmamıştım çok mu ileri gittim diye ama paylaşıyorum o kadar yazmışım emek sonuçta 🙂
