Ilk Vietnamlılar konusunda yanıldık. Rambo gibi zipkin bir yiğidin karşısında ebecik gubecik, harala hurele konuşan insan mı lan bunlar dediğimiz tiplere karşı elbette Rambo’yu tuttuk hepimiz. Çünkü Rambo güçlü, çevik, akıllıdı. Tıpkı biz gibi en azından olmak istediğimiz gibiydi ama Vietnamlılar öyle mi hepsi bir arada gezen kahraman olamayan avci, toplayıcı ilk insan gibi oldukça ilkeldi. Sormadık hiç yav bu Rambo yiğidim ne işi vardı orada diye. Çünkü Rambo sorgulanmayacak kadar başarılı bir insandı. Sonra burada Vietnamlılarla tanıştım cidden çok kaliteli ve zeki bir millet. Gayet akıllı ve temizler. Matematik konusunda çok başarılı oldukları söyleniyor. Uzak Doğu toplumları arasında en karakterli toplum yıldızını verdim diyebilirim. Mesela bir örnek küçük çocukların sağ ellerini alçiya alıp sol elini kullanmayı öğretiyorlarmış. Tam kullanabildikten sonra kırıp iki elini mükemmel derecede kullanabilen bir kişi oluyorlar. Bu da beynin sağını solunu iyi kullanan insan yapiyor onlari. Neyse. Yazının buraya kadar okuma gayreti gostermeniz aslında hoşuma gitti. Burda bir abi söyledi. Cümle aynen şu “Amerika tamamen görüntüden ibarettir”diye. Ben de bu cümleyi aynen iletiyorum size. Çünkü karşısında baktığımız televizyon ya da koltuklarımızda habur hupur patlamış mısır yerken izlediğimiz filmlerde bu hep böyle gösterildi. Bunları yiyenlerden ve görenlerden biri olarak şimdi bol bol geçirme hakkına sahibim. Birkaçınız şimdi “Aa gitti bak beğenmedi mutlu değil” diye cakalimsı avcunu ogusturabilir bilir. Avustur cakal kardeşim senin de hakkın sana da bol eğlenceler. Takip edenler görmüştür ki Los Angeles’da turistik biraz gezinti yaptım. 2 yere gittim ve tam bir hayal kırıklığıydı. Ilki Hollywood fame walk dedikleri yıldızların isimleri olan cadde. Senin benim gibi İstiklal Caddesi görmüş birine cidden o kadar saçma geliyor ki anlatamam. Sıradan bir cadde, kaldırımda ünlü isimleri ve siradan hayatına devam eden insanlar. Alışveriş dükkanları önünde en bilindik yıldızlar ve tanesi 5$ satılan ıvır zıvır. Bu biraz spoiler vermek gibi olacak ama oldukça sıkıcı. Işte o meşhur cadde bende ki uyandırdığı izlenim. Eminim ki bir yerden girdi kafama ve geldim gittim oraya şimdi ise boş bir anı olarak kaldı ben de. Çünkü ben oraya gittiğim de bir arkadaşımın Türkiye’de değil de Amerika’da doğsa bilim kurgu alanında ne kadar başarılı biri olacağını düşündüm. Ama onun imkanı ve altyapısını sağlayacağı bir ortamı olmadı ve siz onu asla bilemeyeceksiniz.
Ikinci durağım ise long beach oldu. Bana deseler ki beach tabiri nerden çıkmıştır düşünmeden long beach derim. Hatta beach de benim aklıma long beach gelir o derece. Ama gördüm ki Aydın Kuşadası’nda ki sevgi plajından daha güzel değil. Bakın en güzel beachler biz de demiyorum. Adriyatik kıyılarında ki İtalyan beachlerine aklım gitmişti çoğumuz adını dahi bilmeyiz ama bir long beach kadar aklımızda yer edinmemiştir.
Neyse demem o ki bazı şeylerin kabına, lafına değil işlevine bakalım. Size iki yer bir tecrübe anlattım istediğiniz gibi evirip çevirebilirsiniz ama gerçeği görmek için tecrübeye ihtiyaç duyacaksınız. Bu kadarlık yeter canım isterse diğer yazım. California kafası üzerine olacak.

