“Hamamın Önü”

          Ben ne bir mimarım ne de mimarlık bilgisine sahip biriyim ancak gözlemlerime güvenirim. Hamamönün’deki evler hoş duran, ne güzel ev diyeceğim evlerden değil. İçine kapanık dört duvar adeta.

         Ev dediğin öncelikle balkonu olmalıdır. Balkonsuz ev yağsız yemej, tuzsuz ayran gibidir. Hamamönün’de sayılı balkonlu ev gördüm. O evlerinde İzmirli Zade gibi kişilere ait olduğunu düşünmekteyim 🙂

         Bu evlere baktığımda, halkımız bu halden nasıl gökdelen haline geldiğini anlamış da değilim. Asıl sonucu tarih gösterecek. Tarih devekuşu yumurtası, samanlı çamuru yazdı, bakalım çimentoyu yazacak mı ?

Görsel

Güzel bir cami diğer evlerden farkı sadece minaresi bence ve insanların ona kattıkları anlam.

Görsel

Aslında Hamamönü denildiğinde aklıma gelen kare budur.

Görsel

Mahalle sokağı

Görsel

Meşhur İzmirli Zade’mizin evi 🙂

24.04.2013

“Behlül Sınırları Zorluyor” Yolun Hikayesi I

                                YOLUN HİKAYESİ I

561527_129305820548434_1358265917_n

         Nasıl birçok üniversite gencinin interail, erasmus gibi hayallerinden pek bir farkıda yoktu başlangıçta İzmir-Batum yolculuğunun. Birçok kez hayaller kurulmuş planlar yapılmıştı tahmin edeceğini üzere. Fakat bu 6 gencin belki de en büyük özelliği ise hayal ve planlar yapılmak üzere vardı. Bu yolculuk hayal edildiyse yapılmalıydı.

            Arkadaşlarımız konusunda başlangıçta kimsenin birbiriyle ilişkisi pekte içli dışlı değildi. En büyük ortak arkadaşımız yönetmenimiz Sertaç Karabulut’tu kimin kimle arkadaş olduğu pekte umurumuzda değildi açıkçası. Türk geleneklerini göre kişileri yolda gayet de iyi tanıyabilirdik. Yola çıkarken Ayhan Algur “ Uzun bir yola çıkıyoruz. 10 gün boyunca elbette aramızda tartışmalar, istenmeyen tatsızlıklar olacak bu kaçınılmaz ama kimsenin kalbini kırmamaya dikkat edelim.” Demişti. Grup olarak aslında sayılı ortak noktalarımız vardı ama bu yolculuktaki ortak noktamız. Batum’a ulaşmak ve ortaya çok güzel görüntüler çıkmasıydı. Kişiler bazındaki hedeflerimiz ise; mesela Sertaç ve Engin en güzel anları kayda almak, kadrajı iyi kurmaktı. Ali; yeni yerler görmek güzel bir tatil yapmaktı aynı zamanda. Ben ise, yolun macerasını yaşamaktı.

            Hazırlıklar gün ve kişilerin kararlaştırılmasından sonra başlanmıştı. Ayhan Algur bu konuda ekibe yardımcı olmaya çalıştı. Yanımıza alınması gerekenler ile ilgili uzunca bir liste yaptı. Aramızda açıkçası en hazırlık olan oydu. Avrupa ve Afrika geçmişi onu gayet iyi seferi yapmıştı. Kaptanlık konusunda Andaç Bayram’a düşüyordu sorumluluk. Araba aksamı, arabanın hazırlığı ondaydı. Yola çıkmadan önce tüm bakımları gerçekleştirdi. Engin Can Öksüz ve Sertaç Karabulut çekim için tüm ekipmanları ayarladılar. Bende gideceğimiz yerler hakkına şehrin durumu, sosyal özellikleri, gezilmesi ve tadılması gerekenleri araştırdım. Sanırım içimizde en hayalperestimiz Ali Kılıç’tı çünkü kendi hazırlığı ise gerekli diş macunu ve fırçaları tedarik ederek gittiğimiz köylerdeki çocuklara fırça ve macun hediye edecekti. Kendi tanımlamasıyla Che yolculuğa çıkıyordu.

            Sabahın erken saatlerinde,  Behlül’de yerlerimizi aldık. Ayhan’ı da terminalden alıp Bornova’dan İzmir’e selam çakıp yola çıktık. Yolculuğun başlangıç evresinde tahmin ettiğiniz gibi çok neşeliydik. Bir o kadarda temkinliydik çünkü samimiyetin dozajını ayarlamak gerekiyordu ve buda zaman alacaktı.

İzmir'den Hareket

            Çekimler konusunda yolda bize büyük hizmet go-pro takılıydı araç içinde ise Sertaç ve Engin’in ayarladıkları düzenekler yardımcı oluyor. Kameraya alışmak çok zaman almadı diyebilirim. Araçtan beklediğimiz performans bizi utandırmayacak seviyedeydi. Bu konuda Andaç’a güveniyorduk ta. Tın tın ilerleyerek ilk molamızı Kula’da verdik çünkü güzel bir kahvaltı yapmamız gerekiyordu. Şehirde biraz “kim bunlar” imajı yaratsak ta çok kalmadık biraz dolanıp birkaç görüntüden sonra aldığımız güzel bir kavunla ayrıldık şehirden.Kula

            Sık görebileceğimiz yerlerdi İzmir-Ankara yol üstü ki birçok yerinde de bulunmuştuk. Ortak fikir bir an önce Karadeniz’e atmaktı kendimizi. Lakin Afyon’a yaklaşırken Behlül’ün LPG deposunda bir sorun oluştu, gaz almıyordu. Çok basit bir şey olduğunu düşünmüştük. Gayet yolda giden araç gaz yavaş yavaş alması, bazen almaması araçtan öteye LPG tankıyla ilgili bir sıkıntı oluştuğunu düşündük. Afyon sanayisinde LPG tankını değiştirip yola koyulduk. Umduğumuz gibi sıkıntı LPG tankındaydı. Bu istenmeyen moladan sonra uğramamız gereken bir durak noktamız vardı. Bir sonraki durağımız Sertaç’ın dedesini evi olan Emirdağ’ın Gömü kasabasıydı. Kasabadan öteye unutulmuş bir köydü âdete. Yaşlı nenesi, dedesi unutulan köyün âdete son çınarlarıydı. Yemeklerimizi yedikten sonra yine o çınara bakarak daldık farklı alemlere. Hava kararmasıyla ayrılıp köyden. Kontağı kapatmadan Hedef Ankara’ya Ulaşmaktı.

Emirdağ