“Herkesin suçlu olduğu bir ortam, büyük değişimlere yol açabilecek enerjiler barındırır.”
2023 ‘un daha ikinci ayı bitmeden yaşadığımız doğal, toplumsal ve siyasi afetler, on binlerce canımızı kaybetmemize sebep olurken milyonlarca insanimizin psikolojisi enkaz ve siyasi rezillikler altında kaldı. Onca canimizi kaybetmemizin yani sıra üzerimizde oluşan psikolojik depremler, karamsarlık ve umutsuzluk bulutlarıyla çevremizi kapladı.
Post modern yaklaşım olayları daha psikolojik açıdan ele alıyor olsa da ortada çok ciddi bir toplumsal vaka ile karşı karşıya kalmış durumdayız. “Herkesin suçlu olduğu bir ortam, büyük değişimlere yol açabilecek enerjiler barındırır.” Bu enerjiyi şu an ki iktidar sahipleri (buna muhalefet de dahil) ellerinden geldiği kadar kanalize oluşan toplumsal öfke ve ruhu engelleme, yükseltme ya da anlamsızlaştırma çabası içerisine girmeye çoktan başladılar bile. Bir de yaklaşan seçimi de düşünürsek Türkiye’yi büyük farklılıklara gebe günler bekliyor.
Asil konuşmamız gereken; bu buhranlar yeni toplumsal ilkelere on ayak olabilir mi? Toplumsal kimliğiniz bir yana ülkemizde en büyük birlikteliklerin ve dayanışmanın sağlandığı afet olayları tarihe, topluma, siyasete büyük etkilerini tarih boyunca örnekleriyle görebiliriz. Afetler değişimin başlangıcıdır. Buna ihmallere öfke ya da ruhani bir anlam yüklemiştir insanlar tarih boyunca. Peki biz buradan yeni ilkeleri nasıl çıkartacağız? Nasıl toplumsal bir mutabakat sağlayabileceğiz? Bunun en büyük başlangıcı AFAD, Kızılay, belediye, denetim yapılarından başlayacağı aşikâr gibi duruyor. Gerçekliği siyasi tartışmalara malzeme etmeden tartışamamak, ülkenin ihtiyaçları konusunda bir araya gelememek hem yeni jenerasyon ile tarihe karışacak gibi duruyor.
Herkesin bildiği şeyleri toplumun tüm kesimleriyle konuşup, anlaşıp daha sonra taraflara bölünerek toplumsal ilerlemenin önüne çekilen seti son yıllarda oldukça fazla görmeye başladık. Fikrin değerini kaybettiği, fikri söylenin değerlendiği bir ortamda, çözümden daha çok bizim ademimizin çözümüne odaklandık. Halbuki çözümün birlik ve dayanışmadan geçtiğini söylediğimiz halde.
Kutuplaşmış kitleleri çözüme yönlendiren duyguları beslemek afetlere ve krizlere kalmış durumda gözüküyor. Çünkü kurulan çıkar birliktelikleri değişikliklerle ilerlemekten öteye belli bir alana nüfuz edip bunun rantı üzerinden yapıldığı için sistem kitlenmiş duruyor. Bu sistem kilidi birçok toplumsal olayla aşındırılsa, zorlanılsa da çıkar grupları tarafından bir şekilde engellendi ve bastırıldı. Şimdi ise çözüme bir adim uzakta durabiliriz.
Seçimlerle iyi bir şeyler olur mu?
En azından deneyebiliriz! Önümüzdeki seçim iki güçlü tarafın önerdiklerine bakılırsa oldukça değişim yaratacak bir secim gibi duruyor. Bir taraf 21 yıllık iktidarının mükemmelliğinden ve uluslararası baskıları mücadele etmekten dem vurarak oy topluyor ve toplayacak. Benim de inanmış olduğum 6 masa ise yayınladıkları bildirge ile yapısal reform, sistem değişikliği ya da devrim artık adına ne derseniz böyle bir çalışma ile seçime gidiyor. Benim temennim, beklentim ve umudum; Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanlığıyla yönetilecek 5 yıllık bir ara devrim dönemidir. Bu 5 yıllık süreçte; ekonomi, hukuk ve siyasal alt yapılar toplumun %60-80 oranın da katılımıyla sağlanabilir. Ekonomik reformlar, yargı bağımsızlığı, insan/kadın/hayvan/LGBT hakları, üretime ve girişimciliğe yönelik reformlar, göçmen sorunu, sinir güvenliği, tarım ve su sorunu gibi elzem konular toplumsal birliktelerken çıkacak sorunlar üzerine çözülebilir. Elbette bu reformları yapacak kurum siyaset kurumudur. Türkiye’de en büyük yozlaşmanın olduğu kurumlara elbette güvenim yok ama bunun takipçisi olmamak dışında bir çözümümüz de yok. Bu kurulan ikili senaryonun diğer tarafı ise oldukça sıkıntılı ve kaotik olacaktır. Sadece bir yol bunların tüm dışına çıkartabilir bizi. 2002 seçimlerinde olduğu gibi meclisteki partilerin bir daha seçilememesi seçeneği. Ben bunu son kamuoyu araştırmalarına bakarak söyleyebilirim ki biraz düşük ihtimal geliyor. Türkiye uzun bir 2023 yılı yasayacak. Bu yılda gelecek 100 yıl için güzel sonuçlar elde edebileceğimiz bir yıl olması dileğiyle.






















