Meseleri mesele etmez isek ortada bir halt kalmaz!

İnsanoğlu ateşi üşüdüğü için, tekerleği beli ağrıdığı için bulduğunu düşünüyorum. Meseleler üzerine ne kadar düşülürse ortadan kalkacağını düşünüyorum. Bu meseleyi ortadan kaldiracak zaman, fikir tamamen sizin karakterinize ve yapacağınıza bağlı kalmış. 

Lakin işler biz de bizim kültür coğrafyamızda bu şekilde ilerlemiyor. Biz de amaç meseleyi mesele etmemek. Bunu teknolojide, bilimde, sanatta bir şekilde absürde edebilirsiniz ama hukuk, adalet, sosyal düzen konularında mesele etmez isek toplumsal olarak çürümeye başlar bir yerden sonrada kokarız. 

Bu koku son yillarda o kadar çok arttı ki artık insanlar burnunu tutmadan yürüyemez oldu. Bir zamanlarin İzmir’i gibi kokmaya başladı görünüşü güzel ama kokuyor.
Bu konuda çevremden çok eleştiri alıyorum. Çok ağır bir dille ekleştiriliyorum. Yönümün saptığından, hatta Akpli olduğumdan söz ediliyor. Bu iddialar gülüyor hepinizin gözünün döndüğünü düşünüyorum. Mahalleyi su basmış her yer kokarken lağımın kapağını açana tüm enerjimizi harcayalım yoksa mahalleyi nasıl temizleriz bununla mi uğraşalım ?
Kusura bakmayin benim bir tane mahallem var. Eski ve Yeni Türkiye’yi ne kadar sevmediğimi birçoğunuz bilir. Bir çoğunuzun aklında olmazsa giderim burlardan kafasi mevcut tabi ama yaklaşık 15 ülke gezdim son 1.5 yılımı da Amerika’da yaşıyorum o işler öyle olmuyor abiler, ablarla gidince herşey bitmiyor. Türkçe bildiğin konuştuğun sürece bu dertler sıkıntılar peşinden geliyor. Hiç umursamasan bile biri gelip ya sizin mahalle kokuyormuş diyor. Neyse…

Dürüst olmak gerekirse; Dünya Cihangir kafelerinden, Kadıköy Moda’dan, Nazım Hikmet’de çay içmekten, Yozgat’tan, Diyarbakir’dan, Aydın’dan gözüktüğü gibi bir yer değil abiler, ablalar. Romantikliği ve gerçeklikten öte bir kenara koymayalım. Gidip ilk gördüğünüz karşıtınızın da boynuna atlayın demiyorum ama biriniz gitti mahallede adam akıllı kanalizasyon yapmadi biriniz gitti su basmış kendi evimi kurtarayim derken bile bile rogar kapağını açtı. Sonuç olarak el birliğiyle içine ettik bir çok şeyin.
 
Demem o ki artık meseleri mesele edelim. Bilimi, sanatı, ekonomiyi, eğitimi, kültürü,dış ilişkileri hep mesele edelim kafa yoralim.

İhtiyaçlarımızı belirleyelim. Derdimizi bilelim ki bu ülkede kafası çalışan çok adam var onlarla birlikte derman üretelim. Altını tekrar çiziyorum eğitimin derdini Finlandiya eğitim sistemi, ekonomiyi Güney Kore’nin sistemi kurtarmayacak. Onlar orada başarılı bizim yeni başarı hikayeleri yazmamız gerekiyor.