HATIRLAT DA HAZİRAN SONLARINDA ÇOCUKLUĞUMU YAKALIM

HATIRLAT DA HAZİRAN SONLARINDA ÇOCUKLUĞUMU YAKALIM

(ah muhsin!) ünlü

sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

-senegalliler dahil değil

sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

-yoksa seni rahatsız mı ettim?

sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

-freud diye bir şey yoktur.

sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

-haydi iç de çay koyayım.

“Hamamın Önü”

          Ben ne bir mimarım ne de mimarlık bilgisine sahip biriyim ancak gözlemlerime güvenirim. Hamamönün’deki evler hoş duran, ne güzel ev diyeceğim evlerden değil. İçine kapanık dört duvar adeta.

         Ev dediğin öncelikle balkonu olmalıdır. Balkonsuz ev yağsız yemej, tuzsuz ayran gibidir. Hamamönün’de sayılı balkonlu ev gördüm. O evlerinde İzmirli Zade gibi kişilere ait olduğunu düşünmekteyim 🙂

         Bu evlere baktığımda, halkımız bu halden nasıl gökdelen haline geldiğini anlamış da değilim. Asıl sonucu tarih gösterecek. Tarih devekuşu yumurtası, samanlı çamuru yazdı, bakalım çimentoyu yazacak mı ?

Görsel

Güzel bir cami diğer evlerden farkı sadece minaresi bence ve insanların ona kattıkları anlam.

Görsel

Aslında Hamamönü denildiğinde aklıma gelen kare budur.

Görsel

Mahalle sokağı

Görsel

Meşhur İzmirli Zade’mizin evi 🙂

24.04.2013